İnsanın şükretmesi gereken iki özelliğiymiş; “alışmak ve unutmak”.
Düşünsenize bir sevdiğinizi kaybediyorsunuz, ya alışamasanız onsuzluğa ya unutamasanız onu soluk aldığınız hiçbir an.
Tam tersini düşünün, evlendiğiniz anı veya çocuğunuzu ilk kucağınıza aldığınızdaki hissiyatınızı..
Sürekli bir damat gibi gülücükler dağıttığınızı veya yeni bir babanın coşan duygularıyla yaşadığınızı..
Yok öyle bir dünya. Veya orası burası değil.
İnsanlığımızın gereği, hayatın kuralı işte bu.
Varsa işine gelmeyen..? yok canım herkes bir şekilde uyum sağlıyor bu duruma.. “bir şekilde”.
Kocaman bir sınavımız var bugünlerde. Bilim-Kurgu yapımların sahnelerinde izlediklerimizi yaşıyoruz. Bundan sonra izlediğimiz filmlerden gelecek ile ilgili ipuçlarını bulmaya çalışan paranoyaklaşmayı yaşamayız umarım.
Evde yaşamaya alışmaya çalışıyoruz. Her dilden, dinden, renkten, gelir düzeyinden, ideolojiden insanla birlikte aynı anda..
Evdeyiz, tüm insanlığın büyük bir kısmıyla birlikte..
Kimi gecekonduda kimi yalıda. Genel olarak hiç eşitlenmemişti durumlarımız bu kadar. Ve “belki de hiç bu kadar yakın olmamıştık birbirimizi anlamaya” dedi bir tanışım. Attı ve gitti manşeti.
Alışacağız, kanıksayacağız. Sonraki sosyal hayatımızda artçıları yaşanacak belli bir süre. Ama o sonraki yeniye de alışacağız. Her gün biraz daha unutacağız bugünü yine tüm diğer insanlarla.
Ne büyük nimetmiş alışmak ve unutmak.
Düşünmek için bir fırsat olarak görebiliriz bu günleri. Eğer mümkünse, hayatın koşuşturmacasından sıyrılsakta üretme kaygısından, rekabet telaşından ve gerekli-gereksiz bilgi bombardımanından kurtulamadığımız bu zaman diliminde.
Kendimizle başbaşa kalıyoruz belki bedenen peki ya zihinlerimizde yalnız volta atma özgürlüğümüz var mı? Ne mümkün?
Haber alma mecralarının bilgi bombardımanı altında yeni bir haberin peşinde tutkuyla koşan taze bir gazeteciden farkımız yok sanki ne benim ne dedemin. Ne oluyor bize böyle. Niye bu kadar telaş? Belki bilmem gereken sadece 14 kural ve ana haber bültenlerinin ilk 15 dakikası. Ama yok! Heran takip etmeliyiz ajansı.. buna alışmışız, alıştırılmışız.. Sosyal medyada gündeme bakmalıyız, ya bizden habersiz ülkenin kalanı birşeyler kaynatırsa aralarında. Yan gözle televizyona bakmalıyız veya sürekli alttan kısık bir sesle takip etmeliyiz haberleri di mi? Ya dünyada ilaç bulunur da gündemi takip edemediğimizden biz yararlanamazsak?
Öyle bir istila halindeki beynim, uyanık kalmaya çalışıyorum, çünkü en azından düşünmek istediklerime kıyak geçebiliyorum benimle biraz daha vakit geçirmeleri için uyumazken. Uyumadan önce başlayan ayaklanma girişimi uykuya dalmamla başarılı oluyor ve her istediğimde rüyamı terk edemiyorum.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. KAPAT
Çerez Politikası
Privacy Overview
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these cookies, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may have an effect on your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.